kez görüntülendi
İbn-i Tufeyl Kimdir?
Gırnata’nın (Granada) yaklaşık 50 km. kuzeydoğusundaki Vâdîâş (Guadix) kasabasında dünyaya geldi. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte VI. (XII.) yüzyılın ilk on yılı içinde doğduğu söylenebilir. Léon Gauthier, 499 (1105) dolaylarında dünyaya gelmiş olabileceğini ileri sürmektedir (Ibn Thofaïl, s. 17). Araplar’ın Kays kabilesine mensup olduğu için Kaysî nisbesiyle anıldı. Latin dünyasında Ebû Bekir künyesinden dolayı Albubacer şeklinde tanınır. Gençlik ve tahsil dönemiyle ilgili olarak kaynaklarda bilgi yoktur. O devir Endülüs’ünün iki önemli ilim merkezi olan İşbîliye (Sevilla) ve Kurtuba (Córdoba) şehirlerinden birinde veya her ikisinde öğrenim görmüş olabilir. Talebesi Bitrûcî’nin hocasını kadı olarak anmasından (Bedevî, s. 212) ve Lisânüddin İbnü’l-Hatîb’in onu filozof ve tabip olmanın yanı sıra fakih diye tavsif etmesinden (el-İḥâṭa, II, 479) anlaşıldığına göre başta fıkıh olmak üzere din ilimlerini öğrenmiş, ayrıca tıp ve felsefe okumuştur. Felsefe alanında okuduğu eserler arasında İbn Bâcce’ye ait olanların önemli bir yer tuttuğu anlaşılmaktadır. İbn Tufeyl’in biyografisi hakkında en geniş bilgiyi aktaran Abdülvâhid el-Merrâküşî, her ne kadar onun İbn Bâcce’den ve daha başka felsefecilerden ders aldığını ifade ederse de (el-Muʿcib, III, 311) kendisi bu filozofla hiç karşılaşmadığını bildirmiştir (Ḥay b. Yaḳẓân, s. 21).
İyi bir tabip ve cerrah olarak yetişen İbn Tufeyl (İbn Ebû Zer‘, s. 207) mesleğini Gırnata’da icra etmeye başladı. Bu alandaki şöhreti sayesinde Gırnata valisinin, daha sonra da ilk Muvahhidî halifesi Abdülmü’min el-Kummî’nin oğlu Sebte (Ceuta) ve Tanca (Tangier) Valisi Ebû Saîd’in ilgisine mazhar oldu ve onların sır kâtipliğine getirildi. Muvahhidî Halifesi Ebû Ya‘kūb Yûsuf b. Abdülmü’min’in sarayında başhekim olarak görevlendirilmesi İbn Tufeyl’in hayatında bir dönüm noktası teşkil eder. Felsefeye büyük ilgi duyan halife İbn Tufeyl’i himayesine alarak ona huzurlu bir çalışma ortamı sağladı. Bu özel ilginin oluşmasında Ebû Ya‘kūb’un filozofla aynı kabileye mensubiyeti de rol oynamış olabilir. İbn Ebû Zer‘ ve Ahmed b. Muhammed el-Makkarî, İbn Tufeyl’in vezir olduğunu da kaydetmektedirler. Ancak Bitrûcî’nin böyle bir bilgi aktarmadığı ve Ebû Ya‘kūb’un bilinen vezirleri arasında İbn Tufeyl’in adının geçmediği dikkate alınarak bu rivayetler kuşkuyla karşılanmıştır (Bedevî, I, 212). Merrâküşî de onu Ebû Ya‘kūb’un vezirleri arasında saymadığı gibi herhangi bir şekilde vezirliğinden de bahsetmemiştir. Bu durumda İbn Tufeyl’in vezirliğini, Muvahhidî sosyal düzeni içinde çok itibarlı sayılan “talebe” (araştırmacı âlimler) sınıfına yönelik hizmetlerle ilgili bir tür kültür danışmanlığı şeklinde anlamak gerekir (Goodman, Ibn Tufayl’s Hayy Ibn Yaqzān, s. 4). Halife Ebû Ya‘kūb’un felsefî meselelere olan nüfuzu ile İbn Tufeyl’in Arap asıllı okumuşların oluşturduğu “talebetü’l-hadar” arasındaki öncü konumunu belirten bir rivayeti, İbn Rüşd’ün ağzından onun öğrencisi Ebû Bekir Bündûd b. Yahyâ el-Kurtubî aktarmıştır. Buna göre saraya çağrılan İbn Rüşd halifenin yanında yalnızca İbn Tufeyl’in bulunduğunu görür. İbn Tufeyl, İbn Rüşd’ü halifeye tanıtır. Ardından halife İbn Tufeyl ile derin bir felsefî tartışmaya girer. Bir ara İbn Rüşd de tartışmaya katılıp bilgisini ispatlama imkânı bulur. Yine İbn Rüşd’ün öğrencisinin aktardığına göre, halifenin İbn Tufeyl’e Aristo külliyatına açıklamalar yazılmasından söz etmesi üzerine kendisinin böyle bir iş için fazla yaşlı olduğunu söyleyen İbn Tufeyl bu görevin İbn Rüşd’e verilmesini sağlamıştır (Abdülvâhid el-Merrâküşî, III, 314-315).
İbn Tufeyl’in şiir sanatındaki kabiliyeti de onun tabiplik ve vezirlik konumuyla zaman zaman irtibatlı olmuştur. Ebû Ya‘kūb, otoritesini kabule yanaşmayan Kafsa şehrini fethettiği sırada (576/1180) maiyetinde İbn Tufeyl de vardı. Zaferden sonra ülkenin her yanına gönderilen fetihnâmeye İbn Tufeyl’in yazdığı bir kaside de eklenmişti (İbnü’l-Hatîb, II, 479-480). Bu kasidenin yazılışından on yıl önce de Ebû Ya‘kūb, hıristiyanlara karşı topyekün cihad çağrısında bulunurken çoğunluğu Kays kabilesine mensup Araplar’ın orduya katılmasını temin etmek üzere İbn Tufeyl’den bir kaside yazmasını istemiş, filozof da bu isteği yerine getirmişti (İbn Sâhibüssalât, s. 323-328; İbn İzârî, s. 63, 114-115). İbn Tufeyl, İslâm tıp literatüründe kendi türünün en uzun manzum eserini (urcûze) kaleme almıştır (aş.bk.).
Bilgi / Öneri Formu

İbn-i Tufeyl
Hakkında Bilgi / ÖneriDüzeltme Bildirim Formu

İbn-i Tufeyl
Hakkında DüzeltmeTelif / Yasal Uyarı

İbn-i Tufeyl
Kim Kimdir? tescilli bir markadır ve Web Sitesi 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanununa uygun yayın yapmaktadır.
Kim Kimdir?'de yayınlanan yazılı, görüntülü içeriklerin ve fotoğrafların sahibi olan FORSNET'in yazılı izini olmadan bilgi ve belgelerin tamamının kopyalanması, çoğaltılması ve izinsiz olarak başka sitelerde ve yerlerde kullanılması yasaktır. Alıntı olarak kısmi kullanımlarda her hangi bir sakınca yoktur.
Site içeriğinde telif yasalarına uygun olmayan içerik olduğunu düşünüyorsanız lütfen durumu bize bildiriniz. Telif olan içerikler incelenerek yayından kaldırılabilmektedir.