kez görüntülendi
A. Ali Ural Kimdir?
Şair için “temel” olarak gördüğü şiiri Ural, “sezen ve sezdiren bir şey” olarak tanımladı. Zira her şeyi anlatma çabasıyla bütün boşlukların kapatıldığı havasızlıktan boğulmuş metinlerle zamana direnmenin mümkün olmadığını düşünen şaire göre önemli olan söylenmeyen idi. Bu noktada Ural, şiiri konuşmaktan çok susma işi olarak değerlendirdi. Öykülerinde de susmayı tercih ederek “özü kabuğundan ayırma”ya çalışan Ural, okur imgelemiyle harmanlanıp her seferinde yenilenme imkânına kavuşması için öykülerinin ucunu açık bıraktı (Şenel 2007: 89). Asıl olanın niyet olduğunu düşünen Ural’a göre her sözün kalbe ulaşmasına gerek de yoktu. Zira onun için bir kişi tarafından anlaşılmak bile çok değerli idi: “Olsun. Varsın bizi bir kişi dışında hiç kimse anlamasın. Bir kişi her şeydir. Şairler de yazarlar da aslında bir kişi için yazarlar.”
Şiirde “öz”e önem veren şair şiirin, evrenin her köşesinde, insanın her halinde gizli bulunduğunu ve toprağa karışmış bu “cevher”in şair tarafından ayrıştırılmayı beklediğini savundu: “Biz şairler ancak başkalarının göremediği bir biçimde görebilmeyi başardığımız takdirde özü posadan ayırabilir, bütüne işaret eden parçayı ortaya çıkarabiliriz. Şiiri mayalayan öz de budur işte.” Şiiri maddenin ruh karşısındaki yenilgisi olarak tanımlayan ve şiirde samimiyete oldukça önem veren şair, samimiyeti ise şiirin sırat köprüsü olarak değerlendirdi.
Şiirlerinde ölüm, yalnızlık, korku, kaygı, tekinsizlik, dışlanmışlık, varlık, yolculuk, tabiat, çocukluk, geçmişe özlem, adaletsizlik, aşk gibi çeşitli temalarla birlikte tarihe, mimariye ve mekâna ait unsurlara da yer verdi. Tarihi, şaşaadan ve karanlıktan uzak, “sanatın bir kolunda bulunuşuyla” şiirlerine dahil etti. Özellikle Körün Parmak Uçları’ndaki mekânla ilgili öğelerin kullanımında büyük şehrin şaşaası içinde gezinen, gezinirken gördüklerini kaydeden, hayata çok yakından bakıp onu kendi gerçekliğini bozmadan şiire taşıyan şairin titizliğini gösterdi. “Pencere Sen Aç Beni” şiirini ise mimari öğeler üzerinde kurdu.
A. Ural’ın tema zenginliği ile dikkat çeken şiirlerini “zamana ait vesikalar” olarak da düşünmek mümkündür. Zira onun şiirleri, ortama ve şaire ait bilinçaltının şiire eşlik ettiği metinlerdi. Bu noktada Ural, şairin, olmak istediği insanla arası açılan mutsuz insana mesafeyi kapatma imkanı sunduğunu düşündü. Zira ona göre şair, “hayalleriyle gerçeği besleyen” kimse idi. Bu bakımdan hemen hemen bütün şiirlerinde okuru geniş bir imge dünyası ile karşılayan şair, şiiri sarhoşlukla akıl arasında ararken şiir türünü dağ başına yerleştirdi: “Şiirin yeri dağ başlarıdır bataklıklar değil!”
Gelenekten beslenirken moderne de sırtını dönmeyen, şiirlerinde ortamın düşüklüklerinden uzak kalmayı ilke edinen Ural, bir kuyumcu titizliğiyle işlediği şiirlerini mutlak değerler ve ebedilik üzerine inşa etti. Hikâyeleri sürrealist özelliklerle ve kurgusuyla dikkat çekerken, denemeleri Ural’ın geniş ve zengin birikiminin birer yansıması oldular.
Bilgi / Öneri Formu

A. Ali Ural
Hakkında Bilgi / ÖneriDüzeltme Bildirim Formu

A. Ali Ural
Hakkında DüzeltmeTelif / Yasal Uyarı

A. Ali Ural
Kim Kimdir? tescilli bir markadır ve Web Sitesi 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanununa uygun yayın yapmaktadır.
Kim Kimdir?'de yayınlanan yazılı, görüntülü içeriklerin ve fotoğrafların sahibi olan FORSNET'in yazılı izini olmadan bilgi ve belgelerin tamamının kopyalanması, çoğaltılması ve izinsiz olarak başka sitelerde ve yerlerde kullanılması yasaktır. Alıntı olarak kısmi kullanımlarda her hangi bir sakınca yoktur.
Site içeriğinde telif yasalarına uygun olmayan içerik olduğunu düşünüyorsanız lütfen durumu bize bildiriniz. Telif olan içerikler incelenerek yayından kaldırılabilmektedir.