kez görüntülendi
Salih Baba Kimdir?
Salih Baba Sohbet-i Can’a aksatmadan devam etmektedir. Artık yolunu bulmuştur, manevi yönünü aşkın kıblesine çevirmiştir. Can bulduğu bu sohbetlerden nasıl ayrılsın? Buna imkân yoktur. Salih Baba sessiz, mahcup ve bilgisiz bir kimse olarak arka tarafında köşe bucak gizlenir, kimse ile temas etmeye çekinir bir vaziyette, kendi hâlinde oturur, gölge misali gelir ve giderdi.Salih Baba yine sohbete gelir sohbet başlamadan önce, Yunus Emre, Niyazi Mısrî ve Kuddusi Baba gibi büyüklerin hikmetli kitaplarından şiirlerinden beyitler, gazeller, kasideler okunur. Ardından bir mürit, Pir-i Sami huzuruna gelerek: “Efendim bizim bu yolda, bu üstatlar gibi şairler yoktur, keşke olsaydı da onların da güzel hikmetlerle dolu sözlerini okusaydık.” der. Bu sözler üzerine Pir-i Sami Hazretleri şöyle buyurur: Evladım neden olmasın? Biz dua ederiz bunun için. Bu hikmetli şiirleri bizim Salih bile okur, der ve Salih Baba’ya kalk diye işaret eder. Salih Baba’nın kalbine yanan İlahi aşk onu aşk makamına taşıyacaktır, Allah dostunun kerâmeti Salih Baba’da cereyan edecektir. Vakit vuslat vakti, Salih Baba’nın aşkla mürşidinde “fenâ olma” (var olma) vaktidir. Salih Baba kalkar ayağa ve şiirleri kendi iradesi dışında okumaya başlar. Salih Baba’nın dilinden mürşidinin himmeti ve duasıyla güzel mısralar inci gibi dökülür. Bu kerâmet karşısında herkes hayret ve hayranlık içerisindedir. Salih Baba tâ ki mürşidi ‘’Yeter Salih!’’ diyene kadar okumaya devam eder (Kuyumcu 1979: 32-33). Salih Baba’nın tasavvufa ve edebiyata ilgisinin nasıl ve ne şartlar altında gerçekleştiğini anlatan bu menkabe ile onun bağlı bulunduğu tarikat ve şeyh hakkında da bilgi ediniriz. Bu bilgileri güçlendirecek dizelere Divan’da da rastlarız: “Ne şehriyem ne kendiyem güruh-ı dil pesendiyem/Tarik-i Nakşibendîyem men ez seyyar- dervişan” (Gazel 43/4). Şiirleri Mehmed Sâmi Efendi’nin müridlerinden Adnan Efendi tarafından Râbıta-i Nakş-i Hayâlî adıyla yazıya geçirilmiştir. Salih Baba Erzincan’da 1907’de vefat etmiştir ve Akmezarlık’a gömülmüştür. Zamanla mezarı kaybolduğundan bugün mezarının yeri bilinmemektedir (Kuyumcu 1979: 32-33).
Salih Baba’nın Divanı’nında 15 kaside, 84 gazel, 9 murabba, 16 muhammes, 2 müheddes, 1 müstezat, 4 mesnevi, 26 dörtlük ve 6 beşlik olmak üzere toplam 163 şiir bulunmaktadır. Divan’ın üç nüshası vardır. Bunlardan biri taş basma diğerleri ise el yazmadır (Doğan 2002: 19). Bunlardan Râbıta-i Nakş-i Hayâlî’nin Mehmed Sâmi Efendi’nin oğlu Selâhattin Kırtıloğlu’nun özel kitaplığında bulunan 1899 tarihli yazma nüshası Fehmi Kuyumcu tarafından yayımlanmıştır (Doğan 2009: 37).
Salih Baba’nın Divan’ı dışında iki eseri daha olduğu bilinir. Bunlardan ilkinin 1939’daki Erzincan depreminde kaybolduğu bilinir. Pir-i Sami Hazretlerinden bahsedildiği düşünülen eserin akıbeti hakkında is elde şimdilik bir bilgi yoktur (Doğan 2002). Salih Baba şiirlerinde tamamen tasavvuf konularını işlemiştir. Ancak şiirleri dış yapı ilkeleri bağlamında Divan şiir karakterini taşımaktadır. Bununla birlikte Divan’da halk şiiri özelliklerini gösterenler de yer alır. Salih Baba şiirlerinin 131 tanesini aruz kalan 32’sini de hece vezni ile yazmıştır. Hem aruz hem de hece vezin kalıplarını uygularken şairin hatasız olduğu ileri sürelebilir. Bu da şairin her iki türe de hakim olması anlamına gelir. Şiirlerinde kafiyenin her türünü kullanan Salih Baba’nın yetiştiği bölgenin şive özelliklerini şiirine taşıdığı görülür. Bölgenin Azeri şivesi şiirlerinde hemen fark edilir: “Kimesneye dil uzatma yalancı nefsini bezetme/Elin aybını gözetme ara bul sen de noksanı” Salih Baba’nın dili sade olmakla beraber hem dönem Türkçesi hem şivesel özellikler hem de tasavvufa has terimlerin şiirlerinde sık kullanılması onun yazdıklarının anlaşılmasını zorlaştırabilir. Salih Baba şiirlerinde sanatlı bir anlatımı tercih eder. Mecazlara, telmihlere, istiarelere sıkça başvurduğu görülür. Bunlara ek olarak şiirlerinde atasözleri, deyim gibi kültürel unsurların da kullanıldığı görülür (Doğan 2002: 21-41).
Şiirlerinin konusu daha önce de belirtildiği gibi tasvvuftur. Ancak kendisi Nakşıbendi tarikatına mensup olduğu için dinî-tasavvufi konulara bu bağlamda yaklaşır. Bununla birlikte şiirlerinde ayet ve hadislere geniş yer verildiği görülür. Şiirlerinin ana konusu vahdet-i vücuttur. Bu minvalde vahdet-i kesret, masiva, bezm-i elest, tecelli, nefsin halleri, tarikat, şeriat, marifet, hakikat kavramları eserde merkezî konumda yer alır (Doğan 2002: 41-54). Salih Baba’nın şiirleri günümüzde Erzincan, Gümüşhane, Bayburt ve Erzurum yörelerinde makam eşliğinde ilahi şeklinde okunmaktadır.
Bilgi / Öneri Formu

Salih Baba
Hakkında Bilgi / ÖneriDüzeltme Bildirim Formu

Salih Baba
Hakkında DüzeltmeTelif / Yasal Uyarı

Salih Baba
Kim Kimdir? tescilli bir markadır ve Web Sitesi 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanununa uygun yayın yapmaktadır.
Kim Kimdir?'de yayınlanan yazılı, görüntülü içeriklerin ve fotoğrafların sahibi olan FORSNET'in yazılı izini olmadan bilgi ve belgelerin tamamının kopyalanması, çoğaltılması ve izinsiz olarak başka sitelerde ve yerlerde kullanılması yasaktır. Alıntı olarak kısmi kullanımlarda her hangi bir sakınca yoktur.
Site içeriğinde telif yasalarına uygun olmayan içerik olduğunu düşünüyorsanız lütfen durumu bize bildiriniz. Telif olan içerikler incelenerek yayından kaldırılabilmektedir.