Marmara Üniversitesi

Kuruluş Tarihi: 16 Ocak 1883

Ülkenin en köklü eğitim kurumlarının başında gelen ve 16 Ocak 1883 tarihinde Hamidiye Ticaret Mekteb-i Âlisi ismi altında Ticaret ve Ziraat Orman ve Maadin Nezareti’ne bağlı olarak Cağaloğlu’nda İstanbul Kız Lisesi’nin arkasındaki bir evde eğitime başlamış olan Marmara Üniversitesi ilk mezunlarını (13 kişi) 1887’de vermiştir. 21 Eylül 1889’da Maârif Nezâreti’ne bağlanan okul, 1893 yılında ileride ıslahı ve tekrar açılışı düşünülmek üzere lağvedilmiştir. 15 Ekim 1897 tarihinde yine Maârif Nezâreti’ne bağlı olarak yeniden açılmış ve o günden bu güne kesintisiz olarak eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir.

Kurum 1959 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi haline dönüşmüş, 1982 yılında gerçekleştirilen düzenlemelerle de Marmara Üniversitesi adıyla Türk Yükseköğretim Kurumları arasındaki yerini almıştır.

Marmara Üniversitesi, 1982 – 1983 eğitim ve öğretim yılında 9 fakülte, 1 yüksekokul, 1 enstitü ile eğitim ve öğretime başlamıştır. Bugün fakülte sayısı 16’ya, yüksekokul sayısı 9’a, enstitü sayısı da 11’e yükselmiştir. Üniversitemizde halen açık olan önlisans ve lisans program sayısı 199’dur.

Marmara Üniversitesi, Türkiye’nin bilimsel birikimine 3.000’e yakın öğretim elemanı ve 70.000’nin üzerinde öğrencisiyle katkıda bulunmaya çalışan önemli yükseköğretim kurumlarından biridir. İktisat, İşletme, Siyasal Bilgiler, Mühendislik, Tıp, Diş Hekimliği ve İlahiyat Fakülteleri başta olmak üzere akademik birimlerde Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapça’dan oluşan 5 dilde eğitimi bünyesinde toplayan Marmara Üniversitesi, bu özelliği ile Türkiye’nin tek çok dilli üniversitesidir.

Marmara Üniversitesi, 1982’den sonra hızla büyümüş, fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokulu ve araştırma-uygulama merkezleri ile eğitim-öğretim ve araştırma görevlerini sürdürmektedir. Öğretim etkinliklerinin yanı sıra, topluma yönelik hizmetlerini de geliştiren Üniversite, yayın ve danışmanlık çalışmalarına büyük önem vermekte; sanayi ötesi toplumların bilgi toplumu niteliği kazandığı yüzyılda, toplum taleplerine uyum göstererek, ülkede ihtiyaç duyulan insan gücü ve teknolojinin gelişmesine katkıda bulunmakta; ekonomik, politik, kültürel ve benzeri sorunlara çözüm üretecek eğitim anlayışı ve araştırmalarıyla ülkeyi yurtiçi ve yurtdışında temsil etmektedir.