

Kurucu
Yönetim Kurulu Başkanı
Mimar
İlgili Kişiler
İstanbul Modern Sanat Müzesi Tarihi
Türkiye’nin sanatsal yaratıcılığını kitlelere ulaştırmak ve kültürel kimliğini uluslararası sanat ortamıyla paylaşmak amacıyla disiplinlerarası etkinliklere ev sahipliği yapan bir müzedir.
Modern ve çağdaş sanat alanlarındaki üretimleri uluslararası bir yönelimle koleksiyonunda toplar, korur, belgeler ve sergileyerek sanatseverlerin erişimine sunar.
Türkiye’nin modern ve çağdaş sanat sergileri düzenleyen ilk özel müzesi olarak 11 Aralık 2004 tarihinde, İstanbul Boğazı’nın kıyısındaki 8.000 metrekarelik bir alanda kurulmuştur.
Süreli ve sürekli sergi salonları, fotoğraf galerisi, eğitim ve sosyal programları, kütüphane, sinema, restoran ve mağazası ile çok yönlü bir hizmet alanı sunar.
Müzenin koleksiyonları, sergileri ve eğitim programları, her kesimden ziyaretçiye sanatı sevdirmeyi ve onların etkin biçimde sanata katılımlarını sağlamayı hedefler.
Bina
İstanbul Modern’in tohumları, 1987 yılında, 1. Uluslararası Çağdaş Sanat Sergileri’nde, bugünkü adıyla Uluslararası İstanbul Bienali’nde atıldı. Serginin İstanbul sanat ortamına getirdiği ilgi ve dinamizmden etkilenen İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, İstanbul’da daimi bir modern sanat müzesi kurmak üzere harekete geçti.
Uzun bir arayış sonrasında Haliç’te, 19. Yüzyıl sanayi alanı olan Feshane, çağdaş sanat müzesine dönüştürüldü. Bina, 1991 yılında 3. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yaptı, fakat uzun vadeli proje gerçekleşemedi. O günden bu yana pek çok projeyle İstanbul’da bir modern sanat müzesi düşünün gerçekleşmesi denendi, ama uygun bir yer bulunamadığından veya ana koleksiyon oluşturulamadığından girişimler sonuca ulaşamadı.
Projenin kaderi, 2003 yılında 8. İstanbul Bienali’nin, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi’nin yanında yer alan dört numaralı gümrük antreposunu ana mekânı olarak kullanmasının ardından yeniden değişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan alanın daimi olarak kullanılmasını onayladığında, müze projesinin önündeki ana engel kalkmış oldu.
T.C. Denizcilik İşletmeleri için kuru yük antreposu olarak inşa edilmiş olan 8000 m2’lik bina, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından, tam donanımlı, modern bir müzeye dönüştürüldü.
Bölge
İstanbul Boğazı’nın Haliç’i çevreleyen bölgesi, binlerce yıl boyunca doğal bir liman işlevi görerek kenti, dünya üzerindeki diğer ticaret ve kültür merkezleriyle birleştirdi.
13. Yüzyıl’da, çeşitli Latin kolonileri bu bölgede liman kurmaya başladı. Bunlardan biri, Tophane mahallesinin yer aldığı Galata bölgesini yaratan Ceneviz limanıydı. 17. Yüzyıl’a gelindiğinde, Tophane rıhtımları, Avrupa’dan gelen gemilerin ana limanı haline gelmişti.
İlk başta, her gemicilik şirketinin gemilerini demirlediği ayrı bir şamandırası ve mallar ile yolcuları karaya çıkaran ayrı bir kürek takımı vardı. Taşımacılık trafiği ve yolcu sayısı artınca bu sistem yetersiz hale geldi ve 1879 yılında sahil boyunca rıhtımlar inşa edilmeye başladı.
1910 yılında rıhtımlara antrepo ve hangarlar inşa edildi. 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte bu rıhtımlar, 1984 yılında Türkiye Gemicilik İşletmesi adını alan Gemicilik ve Limanlar İşletmesi yönetimine verildi.
Şu andaki bina, Tophane Meydanı’nın 1957-58 yıllarındaki düzenlenmesi sırasında ambar olarak, ünlü mimar Sedad Hakkı Eldem yönetiminde inşa edildi. Rıhtım, 1990 yılına kadar İstanbul’un ana limanı olarak kullanıldı ve bugün pek çok ticari gemiyi ve yolcu gemilerini karşılamayı sürdürüyor.
İstanbul İlindeki Diğer Müzeler

İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi

Rahmi M. Koç Müzesi Hasköy

Topkapı Sarayı Müzesi

Sadberk Hanım Müzesi

Sakıp Sabancı Müzesi

Rumeli Hisarı Müzesi

Adam Mickiewicz Müzesi

İstanbul Fethiye Müzesi

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi

İstanbul Modern Sanat Müzesi

Ayasofya Müzesi

Galata Mevlevihanesi Müzesi

Pera Müzesi

Doğançay Müzesi

Oyuncak Müzesi
