Doğum Tarihi

15 Ocak 1622

Ölüm Tarihi

17 Şubat 1673

Ülke

Fransa

Burç

Oğlak

969

kez görüntülendi

Moliere Kimdir?

Moliere’in en ünlü oyunlarından biri olan L’Avare (Cimri. 1938, 1991) ilk kez 1668’de sahnelendi. Yapıt, şiiri andıran bir düzyazıyla yazılmıştı. Geleneksel komedinin bütün kalıplarını dönüşüme uğratılarak kullanıldığı bu oyun, kahramanının çelişkisini fazla sert ve çıplak bir tarzda göz önüne serdiği için önceleri pek tutulmamıştı. Cimrinin para tutkusu, oyunun bazı sahnelerinde gaddarlık, patolojik bir yalnızlık, hatta açıkça, çılgınlık noktasına varıyordu. Sonradan Goethe Cimri’nin bir komedi değil, bir trajedi olduğunu öne sürmüşse de bu yorum abartılı sayılabilir. Çünkü komediye özgü olan temel çelişki, insanca olmayan amaçlarla insani içgüdüler arasındaki karşıtlık, burada da ortaya çıkar, ama Moliere seyirciye neşeli bir gülünçlüğü değil, saçmalık ve sakilliği hissettirir.

Moliere’in 1668’de sahnelenen öteki oyunu George Dandin (oynanışı Kıskanç Herif, 1873;yayımlanışı George Dandin, 1943) uzun süre bir fars olarak değerlendirilmiştir. Günümüzdeki bazı eleştirmenlere göreyse, Moliere’in belki de en özgün, en gözü pek yapıtıdır. Komedinin kahramanı Dandin. kendi budalalığını kabul eden, ama her şeyin ters gittiği bu dünyada akıllı olmanın da işe yaramadığını öne süren ironik bir tiptir. Haklı olduğu sezilmekte, ama kendisi haklı olduğunu bir türlü açıkça kanıtlayamamaktadır.

Moliere’in sağlığı 1669’dan sonra giderek bozuldu. Gene de 1670’te başyapıtı sayılan Le Bourgeois gentilhomnıe’u (oynanışı Köylü Asilzade ve Burjuva Jantilom, 1927; yayımlanışı Kibarlık Budalası, l937/Zerafet Budalaları, 1938/Ne Oldum Delisi, 1968) sahnelemeyi başardı. Bu, Moliere’in en sevinçli, en mutlu komedilerinden biriydi. Orta sınıf içindeki yükselme ve sınıf atlama çabalarım konu alan oyunun kahramanı Jourdain, boş ve anlamsız sözleriyle sözlerin gerçekten boş olduğunu ister istemez hissettiren, cömert yaradılışlı, ama bundan da utanç duyan, sevimli bir tipti.

Hastalığına karşın, ömrünün son yıllarında Moliere üç önemli oyun daha sahneledi: 1671’de sahnelenen Les Fourheries de Scapin (Scapin’in Dolapları, 1944), 1672’de sahnelenen Les Femmes savantes (oynanışı Okumuş Kadınlar, 1876; yayımlanışı Bilgiç Kadınlar, 1944) ve 1673’te sahnelenen Le Malade imaginaire (Hastalık Hastası, 1940. 1982). Bu son oyun, ölümden ve doktorlardan korkan bir hastalık hastasının kuruntularıyla birlikte tıp mesleğini ve doktorların bilgiçliğini de alaya alıyordu. Oyunun üçüncü gecesinde Moliere sahnede fenalık geçirdi ve evine götürüldükten hemen sonra öldü.

Moliere’in aynı zamanda bir oyuncu olması yazdıklarını da etkilemiştir. Oyunlarının karakterleri, kendi tiyatro topluluğunun oyuncularını andırır. Kendisi de genellikle, çabuk kızan adam, uşak, aldatılmış koca, dar kafalı burjuva ve “Moliere denen herife” söven yobaz ihtiyar gibi rollere çıkmıştır. Gerçek yaşamda, hatta provalarda yaşadığı durumları kolayca bir oyun malzemesi haline getirmekte ustadır. Bu yüzden çoğu oyunlarında bir doğaçlama havası görülür; modeli önceden belirlenmiş bir oyun yazmaz, o anda bulduğu, eline geçen konuyu ya da insan tipini oyunlaştırır. Örneğin Le Mariage force’de (1664; oynanışı Zor Nikâhı, 1871; yayımlanışı Zorla Nikâh, 1933/ Zorla Evlenme, 1944/Zor Nikâhı, 1970) Rabelais’nin roman kişisi Panurge’ün evlilik konusundaki kuşkularını kendine çıkış noktası yapar. Le Medecin malgre lui’de (1666; oynanışı Zoraki Tabip, 1876; yayımlanışı Zoraki Hekim, Zoraki Tabip, 1970) ise dayaktan kurtulmak için kendine doktor süsü veren bir oduncuyla ilgili bir ortaçağ masalından yola çıkar. Oyunların konulan ve olay örgüleri, belli bir tartışmayı başlatmak için çoğu zaman yalnızca bir araç işlevi görür. Bu konuşmalar içinde, oyun kişileri, birbirlerinin görüş ve sözlerindeki yanlışlık, anlamsızlık ya da çelişkiyi ortaya çıkarırlar. Roller sık sık değişir, akıllı adam aptal durumuna düşer, budalanın da derinde yatan bir mantığın sözcüsü düzeyine yükseldiği olur. Bu nedenle, Moliere’in oyunlarını bir akılcılık savunusu olarak görmek yanlış olun Moliere’de akılla akılsızlık birbirine çok yakındır; bu ya-kınlık, Moliere komedisinin çağı için çok yeni bir kavramı, saçmalık kavramım öne çıkarmasını sağlar. Eğer bir söz ya da olay, her türlü akılcılık sınırım aştığı halde bizi güldürüyorsa, Moliere’e göre burada akılla budalalık sürekli yer değiştiriyor demektir.

Sayfalar: 1 2 3

Kaynakça

turkedebiyati.org