Doğum Tarihi

1865

Ölüm Tarihi

30 Ekim 1914

548

kez görüntülendi

Filibeli Ahmed Hilmi Kimdir?

Günümüzde Bulgaristan sınırları içinde kalan Filibe’de (Plovdiv) doğdu. Babası Şehbender Süleyman Bey, annesi Şevkiye Hanım’dır. Filibe’de başladığı öğrenimine İstanbul’da devam etti. Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’ni bitirince Posta ve Telgraf Nezâreti’nde, ardından Düyûn-ı Umûmiyye Nezâreti’nde çalışmaya başladı (1890). Görevli olarak gittiği Beyrut’ta Jön Türkler’le temas kurdu ve onların yönlendirmesiyle Mısır’a kaçtı. Orada Jön Türkler’in kurduğu Terakkî-i Osmânî Cemiyeti’ne girdi, ayrıca Çaylak adıyla bir mizah dergisi çıkardı. İstanbul’a döndüğünde tutuklandı ve Fîzan’a sürüldü (1901). Sürgünde iken tasavvufa ve Senûsîlik hareketine ilgi duydu, bu arada Arûsiyye tarikatına intisap etti. 1908’de II. Meşrutiyet’in ilânından sonra döndüğü İstanbul’da bir süre Dârülfünun’da felsefe müderrisliği yaptı ve Cem‘iyyet-i Tedrîsiyye-i İslâmiyye üyeliğinde bulundu. Kısa bir süre İttihâd-ı İslâm adıyla haftalık siyasî bir gazete yayımladı. Gazetenin kapanmasının ardından İkdam, Şehbâl, Yeni Tasvîr-i Efkâr ve Sırât-ı Müstakîm gibi gazete ve dergilerde siyasî ve felsefî yazılar yazdı. 21 Nisan 1910’da dönemin neşir hayatında önemli bir yeri olan haftalık Hikmet’i çıkarmaya başladı; bu sırada Hikmet Matbaa-i İslâmiyyesi’ni kurdu. Hikmet’i yayımlamaya devam ederken 26 Ağustos 1911’de Millet ile Musâhabe ve ardından yine Hikmet adıyla günlük bir gazete çıkardı. Bu yayın organlarında yazdığı yazılarda kendi adıyla birlikte tasavvufî yazılarında Şeyh Mihridîn Arûsî, mizahî yazılarında Coşkun Kalender, Kalender Gedâ, millî ve hamâsî şiirlerinde Özdemir gibi takma adlar yanında “A. H.” ve “F. A. H.” gibi rumuzlar kullandı.

Başlangıçta İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ni destekledi; ancak II. Meşrutiyet’ten sonra giderek artan yanlış davranışları yüzünden cemiyeti ağır bir dille eleştirmekten çekinmedi. Muhalefetteki Hürriyet ve İtilâf Fırkası’nı da tenkit etti. Hem bu eleştirileri hem de siyonizme ve masonluğa yönelik suçlamaları yüzünden dergi ve gazeteleri sık sık kapatıldı. Mücadeleden yılmayıp eleştirilere devam edince 9 Ekim 1911’de matbaası kapatılarak önce Kastamonu’ya, ardından Bursa’ya sürüldü. Bir süre sonra aftan faydalanıp İstanbul’a döndü. 1 Ağustos 1912’de Hikmet’i yeniden yayımlamaya başladıysa da aynı yılın 25 Ekiminde gazete tekrar kapatıldı. 30 Ekim 1914’te âniden öldü, cenazesi Fâtih Camii hazîresinde defnedildi. Beklenmedik bir şekilde ölümü bakır zehirlenmesine bağlandıysa da masonlarla ilgili neşriyatından dolayı bir komploya kurban gittiği de ileri sürülmüştür.

II. Meşrutiyet döneminin önde gelen fikir adamlarından biri olan Şehbenderzâde Ahmed Hilmi siyasetin yanı sıra kelâm, felsefe, tasavvuf ve tarihle de meşgul olmuş, ayrıca şiir, roman ve tiyatro eserleri kaleme almıştır. Yazılarında sürekli biçimde Batı taklitçiliğine karşı çıkmış, özellikle Tanzimat’la başlayan modernleşme hareketinin geleneksel Osmanlı-İslâm kültür ve kurumlarıyla nasıl uyuşmasının gerektiği üzerinde durmuştur. XIX. yüzyılın hâkim felsefesi olan maddeciliği reddetmiş, İslâm felsefesiyle Batı felsefesi arasında zaman zaman uzlaşma yolları aramıştır. Ludwig Büchner’in Madde ve Kuvvet’ini tercüme eden Bahâ Tevfik’i, aynı eseri savunan Celâl Nuri’yi (İleri) ağır ifadelerle eleştirmiş, metot olarak eklektizmi tercih etmiştir. Tasavvufa ve bilhassa vahdet-i vücûd anlayışına ayrı bir önem vermiş, daha çok Kuzey Afrika’daki tasavvuf kültürünün Osmanlı dünyasında tanınması yolunda gayret göstermiştir.

Eserleri. A) Dinî ve Fikrî Eserler. 1. Senûsîler ve Onüçüncü Asrın En Büyük Mütefekkir-i İslâmîsi Seyyid Muhammed es-Senûsî (İstanbul 1325, 1333). Alt başlığı, Abdülhamid ve Seyyid Muhammed el-Mehdî ve Asr-ı Hamîdi’de Âlem-i İslâm ve Senûsîler olan eser, Senûsîler ve Sultan Abdülhamid adıyla İsmail Cömert tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır (İstanbul 1992).

2. Müslümanlar Dinleyiniz (İstanbul 1326). Şeyh Mihridîn Arûsî takma adıyla yazılmış olan eserde halka dinî bilgiler verilmektedir.

Sayfalar: 1 2

Kaynakça

islamansiklopedisi.org.tr